Neye, neresinden, nasıl baktığınla ilgili aslında çok şey…
Washington’a veda edip, Baltimore’dan Florida’ya doğru uçarken, elbette bir güzellikten kopup, onun yüküyle, başka bir güzelliğin içinde kendimizi bulacağımızı biliyorduk.
Hedef Fort Lauderdale’ydi…
Orada, 29 Nisan günü bir konferans verecektim ve arkadaşlarımla birlikte bir sergi açacaktık.
Konferans konum şuydu:
“İslam dünyası niçin geri kalmıştır? Atatürk İslam Dünyası İçin Niçin Önemlidir”
Konferansı, fort lauderdale’mi Türkler’in özenle düzenledikleri, diri ve ayakta tuttukları “Türk Evi’nde verecektik…
Türkler, özellikle hekimlerden oluşan topluluk, özene bezene bu kuruluşu oluşturmuşlar. Türkler’in bir kimlik etrafında toplanması gerçekte ne güzel şey?
Çok sayıda değerli insan tanıdık…
Başta Meltem Birkegren Hanım ve eşi Bay Ric…
Ve elbette FTAA’nın başkanı sevgili Serap Odabaş Yiğit ve değerli eşleri Ümit Bey…
Ve özellikle de Gül Celkan Hocam…
Prof. Dr. Gül Celkan Hocam, İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında profesörlük titrini alan önemli bir kişiliktir.
Bir süre önce, “Vatanım” dediği Kıbrıs’taki bir üniversiteden emekli olarak Amerika’nın Georgiea eyaletine yerleşmiş ve çok sevgili oğlu Bay Teoman Celkan Amerika Hava Kuvvetleri’nde yaşına oranla önemli bir mühendislik görevini yerine getirirken, o Georgia Üniversitesi’nde hocalık görevine devam ediyor.
Yazıyor ve çiziyor…
fort lauderdaleOnun, hem Washington ve hem de Fort Lauderdale’deki etkinliklerde ne denli büyük etkisi olduğunu sözle anlatsam bitmez…
Hadi bunu anladık!
Ya kalkıp, yüzlerce kilometre yolu hem de kendi arabasıyla aşıp, bizimle birlikte olmak için koşmasına ne demeli…
Kalp zinciri sanırım böyle kuruluyor ve aynı türde yüreği atan kişiler, zaman ve mekan mefhumuna karşın, yine de bir sevgi ve sorumluluk düzeyinde buluşabiliyorlar…
Konferansımız, dediğim tarihte, akşam saat 18.00’da başladı…
Kimler gelmedi ki!
Türk ve Türk olmayan dinleyicilerin arasında, Miami Konsolostuğumuz adına gelen değerli konuklar da vardı…
Önce ben ve öğrencilerim, şahsıma ait; “Kurtuluş Savaşı Kartpostalları” adıyla açtığımız serginin düzenlemesiyle uğraştık.
Gül Celkan Hocam daha önce kararlaştırdığımız gibi üstlendiği görevi eksiksiz yerine getirmiş…
Her şey hazır gibi…
Lauderdale’nin havasını bilenler bilir; rutübetli ve sıcaktır…
Yine sıcak ve nemli…
Terlemek, o denli doğal bir şey ki…
Ve doğal olarak bizim de peşimizi bırakmıyor sıcaklık ve ter…
Ve sergiyi bitiriyoruz.
Bir süre sonra yemek başlıyor.
Türk Evi’ne koşan Türkler’den kimileri, yenilecek yemeklerin hazırlanmasıyla uğraşmışlar.
Meltem Hanım bunlardan biri…
Önceden hazıklıklar yapılmış; ekmekler, içecekler alınmış; eksiklikler gözden geçirilmiş…
Derhal anlıyorsunuz ki her aşamada Serap Hanım, Meltem Hanım, Günsel hanım ve eşi Dr. Vural Bey ve öteki hanımefendiler ve beyefendilerin katkıları olmuş…
Yemekler yeniyor ve enstitümüzün Atatürk Selanik Evi için hazırlamış olduğu filmlerin gösterimleri ardı ardına işleniyor…
Ve konferans…
Önce Alev Gözcü konuşuyor ve bir çerçeve çiziyor.
Ardından ben konuşuyorum…
Hızla akıyor zaman…
Alkış, tebrikler, tebrikler…
İslam dünyasının en büyük sorunu, kendi içinde bir Rönesans ve aydınlanmayı yaşayamamış oluşudur… Akıl, tarihsel süreç içinde devre dışı bırakılmıştır.
Batı dünyası bir Rönesans ve aydınlanma yaşayarak, aklın önünü sonuna kadar açmayı başarabildiyse, Türkiye ve çevre ülkeler de bunu yapmalıdır…
Ya Atatürk!
Bu süreçte, onun yeri ne?
Atatürk, içinde yaşadığı coğrafyayı yeniden akılla buluşturdu.
Ancak, kimisi onu hala algılayamadı ve aklı dışlayan, kadını aşağılayan tavırlarını sürdürüyor.
İslam Dünyası, yeniden Mustafa Kemal Atatürk’ü keşfetmelidir.
Eğer, baskı, zulüm ve hertürlü dayatmalar karşılığında doğu toplumları indirilmişse ve iteat kültürüne dayanan bir toplumsal statüleşme güçlendirilmişse; geri kalmışlığın üzerine yorum yapan ve tarih kitapları yazan kişilerin daha dikkatli olması kadar ne doğal olabilir ki?
Bu umutlarla konferansımız tamamlanmış ve görev yerine ulaşılmıştı.
Yarın New York’a gidiyoruz.
Nev Jarsey’de Ermeni Sorunu ve soykırım kavramı üzerine bir konuşma yapacağız…
İş bizi bekliyor.
Ve yürüyoruz.
Elbette fort lauderdale ve Miami gibi güzel gezi alanlarında nice anıları geride bırakarak ve hüzün içinde yaşayarak…
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.