Sevgili dostlar, biliyorsunuz dini kültür tarihimize ait birçok yerde ermiş-evliya, veli ve Allah’ın sevgili kulları diye dede-baba adıyla medfun bulunan kişilerin mezarları ve türbeleri vardır. Bu ad ve ünvanla anılan insanların manevi yüceliklerine hürmeten bunların kabirleri ve türbeleri ziyaret edilir. Bunların gerçekte böyle Allah’ın indinde bir manevi yüceliği ve Allah’ın rızasını kazanmış kesin Cennetlik kullar olduğunu bilmiyoruz. Allah’tan başka da kimse bilemez. Ancak bu kişilerin hayat kitabımız Kur’an-dan peygamberler ve kendilerinden özellikle bahsedilen çok az sayıda insanlar olduğunu öğreniyoruz. Lâkin, islam ülkelerinde, Allah’ın sevgili ermiş-evliya kulları o kadar çok ki, kabir ve türbelerinin sayısı belli değil. Ayrıca bu kişiler hakkında ciltlerce Tabakat kitapları yazılmıştır. Birde halk arasında bunlarla ilgili binlerce hikayeler anlatılmaktadır. Elbette müslümanlar birbirleri hakkında hayır konuşacak ve ölmüşlerinin ardından da onları hayırla yadedecektir ve bu dini bir görevdir. Ölmüşlerimiz için dua etmek, onların günahlarının bağışlanmasını dilemek ve Cennete girmelerini istemek güzel bir temennidir. Kabir ve türbe ziyaretlerinde de bunlar yapılır. Çünkü, bu mekanları ziyaret etmenin de esas amacı budur ve bu olmalıdır.
Aziz dostlar, çünkü ziyaret ettiklerimizin ruhları orada değildir, Kur’an-ın ifadesiyle ruhlar göğe yükselmiştir. Kabirdeki cesetlerde o duaları duymazlar. Ruhlar duyarlar ve ruhlara duyurmak içinde kabirlerin başına gitmeye gerek yok. Dünyanın neresinden dua edersek edelim ruhlar onu anında duyarlar. Çünkü, insanlar dünyanın neresinde gömülü olurlarsa olsunlar, ruhlar adına ahiret hepsi için ayni uzaklıktadır. O zaman kabir ve türbe ziyaretinin amacı, ziyaret edene yöneliktir. Ölümü hatırlaması, yaşamını sorgulaması ve ibret alması içindir. Ne yazık ki, kabir ve türbe ziyaretleri bu ifade ettiklerimizin amacına yönelik yapılmıyor. Genelde birçok yanlışlar ve hatalar işleniyor. O hatalardan öyleleri var ki, kişiyi şirke sokuyor ve Allah’a eş-ortak koşmuş olunuyor. Mesela hatalardan bazıları, mezarı ve mezar taşlarını öpüp okşamak, mezarın üstüne çiçekler ve mersin dalları koymak, mum yakmak gibi şeyler. Yanlışlara gelince, orada yatan ölüden birşeyler istemek veya onu araya koyup “Yüzü-suyu hürmetine” deyipte onun aracılığı ile Allah’tan birşeyler istemek, şirkin kapısını aralamaktır. Çünkü, ölü ne çiçek koklar ne mersine bakar, nede yanan mumun ışığına ihtiyacı var ve onunla aydınlanır. Oraya gelen ziyaretçilere de hiçbir şey veremez, alamaz ve yardımcı da olamaz. O, o boyuttan çıkmış artık, oraya dönemez ve kimseye de maddi-manevi bir yardımda bulunamaz. Dünya ile alakasını kesmiş, ahrete göçmüştür.
Değerli dostlar, Kur’an-ın ilk suresi Fatiha’nın 5. ayeti yukarıdaki davranışları reddeder. O ayette,” Rabbim yalnız Sana ibadet eder ve yalnız Senden yardım dileriz” diyoruz. Günde beş vakit namazın her rekatında bu sureyi okuyoruz. Yani, hem yardımı sadece Allah’tan istediğimizi söyeyeceğiz ve sonra da Evliyayı aracı koyacağız olur mu böyle şey? Elbette olmaz: Ama, olacağına dair, Tabakat kitapları ve onlarda anlatılan menkıbeler, ayrıca bunlara dayanarak halk arasında dolaşan hikayeler o kadar çok ki, Kur’an İslamı adına aklın ve mantığın alacağı şeyler değil. Bu aslı-astarı olmayan hayal mahsulü hurafeler, adeta gerçeklerin üzerine hakimiyet kurmuşlar. Mesela, birçok yerde mezarlar düzlenirken Graderlerin kepçesi kırılıyor, Kazma sallayanın kazması kopuyor veya adamlar felç oluyor! Haliyle tabi bu saçmalıklara inananlar var. Oysa, Kâbe’nin yanında ve Medine’de Allah’ın Kur’an da öğdüğü kişilerin kabirlerini Suudlar dümdüz ettiler ve şimdi Kâbe’ye tepeden bakıyorlar. Ama, görüyoruz ki hiçbir şey oldukları yok. Evet, hurafeler çok, bu evliyalar, savaşlara katılırmış, bunların kılıçlarından kan damlarmış, ibriklerindeki su boşalır, havluları namaz vakitleri ıslak olurmuş. Bunların hepsi uydurma ve aslı-astarı olmayan şeylerdir. Haftaya kaldığımız yerden devam etme dileğiyle hoşça ve dotça kalınız.
LEBİD
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.