MUSTAFA ULUÇAY
Hödük yapılı, güdük akıllı, beyni çakıllı, bazısı kıllı, bazısı köse sakallı, kimisi açık, kimisi kapalı insani bi misaller vardır. Yadırgamaz, aldırmaz, sarkmaz, sataşmaz, bulaşmaz, dokunmaz ve sorun olmaz, siz onun yanından o sizin yanınızdan geçer, ardınızdan ve önünüzden gider endişe duymazsınız. Sosyal hayat bu, bunun tabiatı böyle, nedeni sorulmaz, niçini aranmaz. İyi ama her akıl bir değil ki, birileri ıspanaktan zehirlenmiş diye, adam ıspanak yemiyor. Sudan zehirlenen olsa, acaba su da içmez mi dersiniz? Hiç sanmam. Adam portakalı kabuğu ile yiyor diye, ben de öyle yapmak zorunda değilim. Lâkin, dedik ya her akıl bir değil, hatta her akıl-akıl değil, sakîl. Ama, var işte, benim başım açık, biraz da aklım kaçık, neden sen böyle değilsin? Ben herkesi kendim gibi görmek istiyorum. İyi de, seni böyle herkes beğeniyor mu? Umurumda değil, haklısınız, sizin dumurunuz hasta, hem fiziki ve hem de psikolojik. Bu tip insanlara siz toplum içine çıkmayın deseniz size de saldırırlar. Toplumda bu tip insanlar artıyor desem, abartmış olurmuyum? Köhne bir zihniyetten çağdaş bir nimet çıkar mı? Çıkmaz demeyin, insanı oluşturan ilk hücre bataklıkta oluşmuş. Bu bilimde bir teoriymiş. Gerçi, gökten gezegenlerden gelmiş diyenlerde var, neden, garip mi buldunuz? Bilim bu, bağımsız olacak, kendi kendine oluşma, tesadüfen buluşma, insan ele-ayağa, göze-kulağa ve daha birçok organa kavuşma, öyle kolay mı rast gelip oldu, belki nilyonlarca yılı buldu. Allah yarattı mı diyorsun, bu seninki bir kolaycılık. İlim dediğin kafa karıştıracak, öyle hazır lop yok. Bak, uygaristanlı ve çağdaş fistanlı, demokratik ve lâik destanlı insanlar neler yapıyorlar? Hazmedemedikleri düşünce ve yaşam şekillerine naslı saldırıyorlar. Hani, krizli, mârizli ve çok azizli, duygu ve düşücede inadına tacizci bir dönemi geride bıraktık diyorduk. Demek ki, tam uygar yular, bir takım çirkinlikleri yalar-yutar, sonra da sevmediğinin üstüne kusar. Görüyorsunuz unutmayanlar ve unutturmamak için kabadayılık taslayanlar hep var ve var olacaklar. Çünkü burası imtihan dünyası, burada bunlar her zaman bulunacaklar. Hiç eksik olmayacak mı diyorsunuz? Düşünsenize! Başına geçtiği bir kurumdaki topluluğu idare edemeyenler, koskoca bir devleti nasıl yönetecek? O öyle değil, saptırma mı diyorsun, iyi de, öyle bir acziyete, böyle bir sorumluluğu bırakmakta doğru mu? Biliyorsun, geçmişte bu millet siyasi partiler arenasında, iktidar kavgası ve karşılıklı kayıkçı şamatasıyla yıllarını yitirdi, hepsi tadı bir rengi ayrı demokrasi şerbetini benimki başka! Benimki başka deyip vatandaşa içirdi. Şimdi o günlere geri mi dönelim? Hani, gericilikten nefret ediyorduk! Demek ki, bazıları için geçmişiyle şimdinin yok farkı, şarkı hep o şarkı! İşte, millet o bilinenlerin hiç birine etmedi minnet, çünkü bitsin istedi o mihnet. Yeni birine sahip çıkması için sözlerine verdi bir fırsat. Yanılmadığını görünce desteğini kesmedi ve başka yöne esmedi, yıllardır evet dedi. Dolayısıyla vatandaş sözlerinde durmayanlara, inanıyorum deyipte inançlarında samimi olmayanlara ve düşüncelerini sorgulamayıp kusur bulmayanlara bir ders verdi. Dersini alan aldı, almayan almadı, dedik ya imtihan dünyası burası. Ne demiş bir hemşehrimiz, kısa kes dostum burası Aydın havası, sıkıntı verir sözün fazlası. Biliyorsun artık eski çamlar da bardak oldu, o güzelim renkler sarardı soldu, sadra şifa olmayanlarla kafamız doldu. Fazla söz aşık usandırır demişler, alacakaranlık kuşağını uyanıklar geçmişler. Dünyanın meşhur filozofları Ege sahillerinde doğmuş ve eğleşmişler. Eleştirel akıl bu yörenin dimağında var, dünyanın en çok şehir devletleri bu Ege, Akdeniz sahillerinde kurulmuş, dünyaya çeşitli fikir ve görüş buralardan yayılmış. Devletler arası kavgalar, medeniyetler arası tartışmalı çatışmalar en çok buralarda yaşanmış. Genellikle dünyanın gündemini burası belirlemiş, buraya bakarak birçok devlet kendisine bir yön seçmiş. Buranın coğrafyasına, buranın kültürüne ve buranın medeniyetine uzak duranlar, birçok önemli ve değerli şeylere de uzak kalmışlar. Ama, birde buranın o değerlerinden kâm ve kâr almak isteyenler olmuş haksızcasına, durmadan, bıkmadan gündem değiştirmişler insafsızcasına, masuma vurmuş, maduru itmiş, buna demokrasi demiş, asırlardır yaptığı bu çirkin ve zalim yolu izlemiş durmuş. Bu günlerde dünya sokak hareketlerile yine kaynar kazana dönüştü, Yahudi Filistine üşüştü, başkaları daha nerede ne bölüştü ve ne hinlikler görüştü Allah bilir. Onun için bu çetrefilli gündemde devlet adamlarımıza Rabbimiz yardım etsin, akıllarına keskin, isabetli ve adaletli görüş ve kararlar vermelerini ihsan eylesin dua ve niyazlarımızla bu günün gündemini de burada noktalıyoruz Allah’ın selamı cümle inanmışların üzerin olsun. Hoşça kalınız efendim.
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.