Dünden devam
Berzah’ a dönüp tereddütle baktığımda bana güven verircesine gözlerini kapadı ve içeriye girdik. Girer girmez kapı kapanmıştı, çıkan gürültü irkilmeme neden oldu. Berzah geldi, elimi tuttu. Birlikte merdivenlerden aşağıya inmeye başladık. Neredeyse on kat inmiştik ve ben zemine ulaştığımız için çok mutluydum. Etrafı incelediğimizde beş farklı tünel olduğunu gördük. Bu tünellerden yalnızca biri bizi doğru yere götürecekti. Aklıma Bilge Kadın’ın sözleri geldi. Bir iz bulup doğru yere ulaşmamız gerekiyordu , o izin ne olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. Bu yer, biraz da karanlıktı.
Berzah, iz bulmak için yerdeki toprağı ve duvarları inceliyordu. Ben de ona eşlik etmeye karar verdim ve yakınımda olan duvarı incelemeye başladım. Duvarda resmedilmiş insan, hayvan ve nesne figürleri gözüme çarptı. Duvarın yanından yavaş yavaş ayrıldım ve baştan üçüncü tünelin yanına doğru yürüdüm. O sırada beklemediğim bir şey oldu, arkamdan bir ışık geliyordu. Kafamı çevirdiğimde ışığın kaynağının çantam olduğunu anladım. Berzah da eğilmiş olduğu yerden kafasını kaldırmış ,çantama doğru bakıyordu. Hızlı ve seri adımlarla yanıma geldi ve çantamın içindeki kitabı çıkardı. Parlayan kolyemden başkası değildi , yalnızca bu tünelin önünde parlıyordu ,demek ki doğru yol burasıydı! Hızlı ama temkinli adımlarla içeriye girdik ,tünelin sonuna doğru ilerledik .İçeriye adım atar atmaz teker teker duvarda asılı olan meşaleler yanmaya başladı. Hepsi yandıktan sonra tam ortada duran, bir ay misali parıldayan asa dikkatimi çekti, demek adanın merkezine ulaşmıştık!
Gözlerimle etrafı süzdüğümde asayı fark ettim, tahtı andıran bir şeyin üstünde duruyordu. Etrafında havuz büyüklüğünde bir şelale vardı. Bu görüntü aklıma parklardaki fıskiyeli havuzları getirdi. Yerde kahverengimsi toprak, duvarda bir oyuğun içinde yanan büyük, harlı bir ateş vardı. Duvarlar taştan ve soğuktu. Üstümüzü örten çatı kubbeyi andırıyordu. Ortam , ürkütücü olabilecek derecede sessizdi. Asaya doğru yürüdüm, dibine kadar yaklaştığım sırada yer gürültülü bir şekilde sallandı .Dizlerimin üstüne çöküp Berzah’ın üzerine kapandım, deprem oluyordu. Birkaç saniye sonra gürültü ve yerin sallanması geçti, altımdaki beden hâlâ sallanıyordu, Berzah çok korkmuştu. Üzerinden kalktım ve onu kaldırdım. Korkudan göz bebeğinin titrediğine şahit olmuştum. Onu kendime çektim ve sımsıkı sarıldım. İyi olması için rahatlatıcı cümleler savurdum. En sonunda kendine geldi ve iyi olup olmadığımı sordu.
Arkamızı döndüğümüz anda bize bakan dört çift gözle karşı karşıya geldik. Bu ayaklarımın bir iki adım geriye gitmesine neden oldu. Berzah’la kol kola olduğumuzdan o da benimle geriledi. Bunlar da neydi böyle? Görünüşleri çok farklıydı ve biraz da ürpertici! Tek anladığım, insan olmadıklarıydı. Yarı insan yarı yılan olan kadın sürünerek yanımıza geldi. Kahverengi büyük gözleri, güzel yüzü, gür kirpikleri ve beline kadar uzanan siyah saçları ile büyüleyiciydi. Yavaş yavaş etrafımızda döndü:
_ Buraya nasıl girdiniz?
_ Soruyu eksik sordun Lamia, dedi genç, uzun boylu, yapılı, siyah saçlı, siyah gözlü, yanağında derin çukurları olan çocuk. Sonra bakışları beni buldu ve gözlerime uzun uzun baktı:
-Buraya girebilecek kadar kutsal mısınız? diyerek tamamladı kendince bize yöneltilen soruyu.
_Kutsal olan biz değiliz, bana ait olan kolye ve kütüphanede bulduğumuz kitap dedim.
Sonra Berzah sözümü devraldı:
_Herkese aynı şeyi anlatmaktan yoruldum, yine de anlatacağım sonra oflayarak sözlerine devam etti. Biz başka bir yerden geliyoruz, buraya ait değiliz, geri dönmek için de asaya ihtiyacımız var!
Gözlerini onu dikkatle dinleyenlerin üstünde gezdirdi, sert ses tonuna masum bakışlarını ekledi, bu sefer sesini yumuşatarak:
_ Asayı bize verir misiniz? dedi.
İnsanı andıran yaratıklardan bir tanesi uzun uzun güldü. Gülerken sert bir rüzgâr estirdiğinden ,Berzah’ ın saçları savruldu. Berzah, saçlarını elleriyle düzeltirken ters bakışlar attı ve homurdanarak:
_ Eee, asayı bize verecek misiniz? diye sordu. Yılan kadın konuştu:
_Asayı size niye verelim ki?
_ Niye vermeyesiniz ki?
Devamı var
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.