Tarihte Yunan mezalimi ve Söke - Yunanlı Cani’nin öldürülüşü

YeniSöke Gazetesi arşivinden - 22 mart 1996  Merhum Mehmet Ali Asrav'ın kaleminden 

Şimdi Kemalpaşa Mahallesi olan eski Rum Mahallesinde Hiristo’nun meyhanesi O gece ağzına kadar Yunanlı-Türk müşterileriyle dolu. Masalarda, adadan gelme (Samos) tütün balığı salatası, pava, fasulye plaki, lakerde ve ısgaralarla süslü, sakız rakısı, boğma rakı, mastikalar arka arkaya yudumlanır. Konuşmalar, kahkahalar birbirine karışmakta. 

Barba Hiristo’nun o gece keyfi yerinde. Çünkü meyhane iyice yükünü almış. Pompalı lüks lambası tavandan ışık saçmakta, sigara dumanından göz gözü zor seçmekteydi. 

İşte bu arada Rumca bir ses: 

— Moresi Hiristo bir Cafer varmış. Dün, İstavroyu kalleşce vurmuş, gelsin bakalım benim karşıma erkekçe çıksın görelim. Ben İstavro değilim? diye Cani isimli kabadayı Rum tehdit savurur. Etrafındakiler Bravo Paşamo diye kof koflandırmaktalar. 

3-5 masa ötede Cafer ve 2 arkadaşı oturmuş. Aheste aheste içkilerini yudumlamak-ta. Onların masaları o kadar zengin değil, amma vatan sevgisi ile gönülleri zengin. 

Arkadaşları Cafere: 

— Bunların ağzının ölçüsünü verelim? derler.

Cafer: 

— Hiiç bozuntuya vermeyin, ben hesabımı görürüm, biz eğlenmemize bakalım, di yerek, içkilerini içerler ve evlerine giderler. 

Meyhanenin yerini okuyucularıma hatırlatmak için tarif edelim. 6 Eylül caddesi üzerinde Fahrettin Özkay'ın kahvesi, şimdi oğlu Faruk Özkay çalıştırmaktadır, Asıl sahibi Feyzi Özkay'dır. (Rahmetli) (yıl 1996)

Ertesi sabah Cafer karabinasını alır, Cani'nin evinin önünde bekler. 

Şimdi Tınaztepe sokakta evi önünde sabah pusuya yatar. Cani, atı dizgini elinde Ada yolundaki bahçesine gitmek üzere çıkar, İşte o an Cafer: 

— “Ey Cani! zavallılara yaptığının şimdi hesabını, akşam attığın palavranın cereme sini şimdi vereceksin. Bizi Giritten kovaladınız amma burası bizim. Buradan ancak siz gideceksiniz” der. İki el gök gürültüsü ses, duman ortalığı kaplar ve Cani cansız yere serilir. 

Evden silahla çıkan Cani'nin oğluna da iki el ateş eden Cafer onu da öldürür. Ve hiç bir şey yokmuş gibi köprü başındaki Gazo Ali Ağanın kahvesine gider, nargilesini fokurdatır. (Şimdi Pamuk Eczanesi, Hüseyin Ün'ü toptancı yeri) (yıl 1996)

Görenler korkudan Yunan zaptiyesine Caferi ispiyonlayamaz, bu işte böyle biter.  

 (DEVAM EDECEK)