7 Mayıs’tan devam...
ÖĞLE yemeğinden sonra hazır kahvelerini içmişler, Halim, sabahtan kâğıt üzerine işaretlediği planı bilgisayara aktarmaya çalışırken Doğan da okumaya çalıştığı eski kitabın çıktıları üzerine eğilmiş kâh okuyor, kâh kalemle bir kâğıda geçiyordu. İş yerinin ana kapısının taklatıldığını her ikisi de duymuştu. Doğan, gözleri elindeki işte olmak üzere Halim’in ilgilenmesini bekledi. Ancak, başını kaldırıp bakınca Halim’in bu dünyada olmadığını gördü. Yavaşça kalktı odadan ve giriş kapısından çıktı, bahçeye indi. O zaman geçen gün kendisini görmesini istediği Hasan Tahsin’i babasıyla birlikte iş yerinin kapısında bekler buldu. Kendilerine seslendi, yanına çağırdı. Hasan’la babası geldiler.
-Hoş geldiniz...
-Hoş bulduk. Ben Hasan Tahsin’in babasıyım. Sizi görmemi istemişsiniz. Pazar dağıldıktan sonra gelebildik. Ben biraz da erken toplandım.
-Tahsin’le geçen gün tanıştık. Sizin pazarcılık yaptığınızı öğrendik. Benim adım Doğan... Doğan Dağlı.
-Memnun oldum, ben İlhan Hanlı..
-İçeri geçelim. Burası bizim hem evimiz, hem büromuz... Buyurun. Gel, Tahsin gel..
Birkaç gün önce gördüğü evi, evin kapısını ve sandıkta bulunan el yazması kitapların değerini, bunları, okuyamadığımız, okusak da anlayamadığımızdan bizim için bir şey ifade etmediğini sandığımızı, oysa bunların çok değerli olduğunu anlattı. “Biz, değer deyince para değeri cinsinden yani fiyat olarak düşünürüz, oysa bunların değeri para ile değil milletimize, insanlığa sağladığı yarar, taşıdığı bilgi ile ölçülür. Şu anda size ait olsa da milletimizin kültür değerlerindendir ama yine de devlet bunların sahiplerini gözetir. Bedellerini öder. Kitapların adlarını aldım, birkaç sahafa mesaj gönderdim. Fiyatlarını öğrenip, size geleceğim. Eğer satmak dilerseniz bedelini ödeyip kütüphaneme taşıyacağım.” Geçen gün edindiği kitabın kopyalarını gösterdi.
-Onları da böyle kopyalayıp, üzerinde çalışacağım. Okuyacağım ve şimdiki alfabemize çevireceğim. İçlerinden kimbilir ne el emeği göz nuru ve hepsinden önemlisi kimbilir ne değerde düşünce ürünleri çıkacak?
-Biz bunları bilmiyorduk. Ben zaten onları görmüş de değilim, diye ilgsizliğini ifade etti İlhan.
- Bize getirdiği kitap için hurdacı çocuğa ve kayın validenize bir miktar para verdim. Bu onun bedeli olmayabilir. Sahaflardan bilgi aldıktan sonra üstünü öderim.
-Tahsin anlattı. Çok teşekkür ederiz. Kayınvalidem harçlık edecek.
-Diğerlerini satmak istemezseniz, kütüphanelerle ilgili idareye bildirmek zorundayım. Aynı, define arayıcıları gibi... Sonra sorumlu olurum.
-Bunu kayınvalidem ile görüşmek gerekir... Ben bir şey diyemem. Kitaplar ona uzak dedelerinden kalmış, uzun yıllar açıp okuyan da olmamış. O da Musaf sanmış. Gençliğinde bu tür kitapların yasaklanması yüzünden sandıkta saklamış. Son günlerde o ve biz biraz maddî sıkıntıya düştük. Bize bir şey belli etmeden eski, yırtık bir kitabı o çocuğa satmak zorunda kalmış.
-İnsanlık hâli..
-İlginize teşekkürler. Siz, bu kitabı okuyabildiniz mi? Nereden bahsediyor?
- Biraz tarih, biraz da hatırat gibi geldi bana. Daha baştan bir iki sayfayı çözebildim. Sayfaların ve harflerin zamanla rengi solmuş, dili çok eski olduğu için biraz okumakta zorlanıyorum. Zamanla göz alışınca kelimeleri daha iyi tanımaya başlar insan. Okumaya çalışacağız, devam edeceğiz bakalım... Sahaflardan bilgi gelince ben size uğrarım.
-Peki... Size kolay gelsin.
-Güle güle... Kütüphanelerden başkasına güvenmeyin...
DEVAM EDECEK
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.