Dünden devam
-Henüz münasebetini düşüremedim. Ama Tekfurun eşi majestelerinin anneme durumu anlatmasını rica etmiştim, tekfurdan. Bu sabah, majesteleri annemi çağırtmış. Benim kiliseye geldiğim sıralar daha eve dönmemişti.
-Peki, bunları bana uğrayıp anlatamaz mıydın? Ben konuyu ellerden öğreniyorum...
-Kilise çıkışı uğrayacaktım.
-Beni sevdiğini artık söyleyebilir misin? Veya şu sevgilim var dediğin kişi ben miyim?
-Ona şüphe mi var?
-Neden bunca zamandır beni beklemede bıraktın?
-Ne kadar sevdiğini ölçmek, tartmak için... Haydi sen sergiye dön. Ben eve uğrayıp geleceğim.
-Sergiyi topladım. Arabayı şehir dışına çıkardım.
-Neden?
-Duyduklarımla ne yapmamı bekliyordun?
***
Todor Usta, Leo’nun teklifi üzerine kendilerine yardımcı olmak üzere ağaç işlerinden anlayan üç işçi buldu. Altı kişi, iki katıra gerekli olan araç ve gereci yükleyip Khonas surlarından dışarı çıktılar. Yönleri gün ileri idi. Öğleye doğru bark kurulacak yere ulaştılar.
İşçilere kesilecek ağaçları, hazırlanacak keresteyi tarif edip başlarında Mörfeus’u bırakarak yapıda kullanılacak taşların alınacağı yeri belirlemek üzere ayrıldılar. Gün doğusuna doğru aralarında kaba çam ve ardıçların boy verdiği meşeliğin yamacından dolanarak Şarlak başına vardılar. Geçtikleri yerlerde yapıda kullanılacak türden taş ya da kayaya rastlamamışlardı. Gördükleri kayamsı yapılar çürük topaklardan ibaretti. İlk yağmurda bulgur gibi dağılacağa benziyor, üzerinde durmaya, bakıp incelemeye değmez buluyorlardı. Şarlak üzerinden dolanarak diğer meşeliğe yöneldiklerinde meşelerin seyreldiği bir yerde beyaz kayrak taşlarla karşılaştılar. Usta iki parçayı aldı, birbirine vurdu. Parçalanma, kırılma olmadı. Biraz büyükçe birini yerden iki eliyle kaldırıp yerli kaya görünümündeki taşa çaldı, herhangi bir kırılma, parçalanma görülmedi. Bu taşları yapıda kullanmaya karar verdiler. Kayrak kayrak dizmesi kolay olurdu. Ancak birbirine tutturmak için aralarına oldukça sağlam balçık çamuru alacakları yeri bulmak da bu kayraklar kadar önemli idi. Taş alacakları yeri etraflıca tetkik etmek üzere ileri geri, aşağı yukarı gezindiler. Verimli bir taş ocağına benziyordu.
Bark alanına taşları katırlara astıkları sandıklarla taşımayı düşündü Todor; Leo ise herhangi bir fikir beyan etmeden ustasını dinlemekle yetiniyordu. Ertesi gün, iki işçi daha getirmeyi, kazma ve külünkle bu kayrakları toprak altından çıkarmayı tasarlayıp ayrıldılar. Taşıma işini hangi yoldan yapacaklarını da gözden geçirdi usta. Yamaçtaki birkaç engeli kazma ile düzeltip Hızır’ın Taşı önünden dolanarak bark yerine ulaşılabilirdi. Bu taşıma işinde beş altı tane katır kullanmak gerekecekti. Belki iki işçi yeterli olmaz, birkaç tane daha ilave ederiz, diye arkadaşına durumu açıkladı. Aslında işin patronu Leo olmasına rağmen bu işi Tudor usta kendi işiymiş gibi üzerine almış görünüyor, her işi Leo’ya sunmadan, danışmadan karar veriyor, Leo ise bu tutumu “Ne de olsa bir zamanlar benim efendim ve ustamdı, onun alışkanlığı olmalı.” diye yorumluyordu.
Ağaç işçilerinin yanına vardılar. Adamlar, bu işin gerçekten ustası imişler. Çok iyi iş çıkarmışlar. Keresteler gayet düzgün ve istenilen boyda hazırlanmış taşınmayı bekliyordu. Akşama yakın kerestelerin baş taraflarına çaktıkları kamalara katırları koştular, birer birer bark yapılacak alana taşıdılar. Karanlık basmadan ormanda çıkmayı tasarlayarak işi bıraktılar. Todor, ertesi gün için alacakları araç gereç ve bulacakları taş işçileri için düşündüklerini kısaca anlattı. Hiç kimsenin aklına gelmeyen bir fikir ortaya attı:
-Khonas’a gelip gitmekle bu iş yürümez. Buraya bir çadır kurup sabah akşam sıkı bir çalışma ile bu işi kısa sürede bitirmeliyiz. Mörfeus, bize kentten yiyeceğimizi ve gerek duyduğumuz malzemeyi sağlar. Biz de burada yatar, erkenden işe başlarız, vakit kaybını aza indirmiş oluruz.
Ertesi gün yeni işçilerle birlikte üç ayrı çadır malzemesi katırlara yüklenerek getirildi. Kaba ardıcın ötesindeki ağıl yerine girişleri birbirine bakacak şekilde üç köşelemesine kuruldu. Çadırlardan birisi Todor Usta, Leo ve Mörfeus’a aitti. Diğer iki çadırdan birisi ağaç işçilerine, diğeri de taş işçilerine aitti. Leo içinden bu işçilere Türkçe olarak “ağaç eri” ve “taş eri” diye isim taktı ama kimseye bir şey demedi.
Taş işçileri iş yerine götürüldü. Kayrak taşların nasıl söküleceği, sökülenlerin balyoz veya çekiçle ne tür biçimlendirileceği usta tarafından anlatıldı. İşçiler verilen talimat üzerine çalışmaya başladılar. Leo ve Mörfeus’la birlikte bark temeli hazırlamak üzere yapı alanına döndüler. Duvar kalınlığını belirleyerek temel kazmaya ve orta alanı tesviye etmeye başladılar. Ana yapı yeri tamamlanmış, yan bağlantı yapılarının doldurulacak ve indirilecek yerlerinin miktarı çubuklar çakılarak belirlenmeye çalışırken taş işçilerinden biri çıkageldi.
-Todor Usta, üstteki kayrakları kazdık fakat altından yumuşak kesme kayalar çıkmaya başladı. Kazmayı vurdukça bahçe kazar gibi yumuşak toprak çıkıyor. Ne yapacağız?
Todor usta Leo’ya işaret ederek:
-Gidip bakalım, Mörfeus sen şu diktiğimiz çubuklara göre burayı düzlemeye çalış...
Taş ocağına vardılar, gerçekten de yüzeyde sert kayrak taşlar olmasına rağmen yarım adam boyu kadar inilince yerden kesme parçaları çıkıyordu. Kesmenin rengi de farklı idi. Yüzeydeki taşlara göre biraz daha gölge koyuluğundaydı. İşçilerin ilk kazıp attıkları kesme parçasını eline aldı ufalanmadı. İşçiye aşağıdan bir büyükçe parça kopartmasını istedi. İşçi istenileni yaptı. Todor usta bu parçayı götürüp güneşe koydu. İşçilerden baştan hazırladıkları kayrak taşları ilerideki düzlüğe taşımalarını ve düzgün bir şekilde yığmalarını istedi. Bir süre güneşte kalan kesme parçasını gözlemlemeye durdu. Parçanın üzerinden buharlar çıkıyor, rengi gittikçe açılıyor ve beyazlaşıyordu. İşçiler yüzeyden kazıp topladıkları kayrak taşları taşıyıp bitirmişler, ustadan yeni bir talimat bekliyorlardı. Todor Usta güneşe serdiği kesme parçasını alt üst etti. Dikkatle incelemeye durdu. Bir süre sonra eline aldı diğer kayrak taşlardan birine vurdu. Kesmede herhangi bir kırılma, parçalanma olmadı. Yüzeydeki kayrak taşlar gibi çınlamalı bir ses çıkardı.
Devam edecek
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.