Sevgili dostlar, insanlık âleminin dünya hayatı nasıl başladı, nasıl devam etti ve ediyor biz müslümanlar için Kur’an bu konuda kaynağımız, rehberimiz ve belgemizdir. Bunun dışındakiler eleştiriye, tenkide ve terk edilmeye her an müsait ve mümkündür. Çünkü, ifade ettiğimiz gerçeğin inkârı ve reddi üzerine bina edilmiş müktesebattır. Din dışı düşüncenin dışında seküler tarih olarak ifade edilmektedir. Bakın ortaya koyduklarına, yazıp, çizdiklerine, inceleyip, tespit ve tasdik ettiklerine ve insanlığa takdim edip sunduklarına! İlimden uzak, imana bilimsel tuzak, inat ve din dışı kalmaya şiddetli bir direniş var. Bazıları dine karşı bu katı utumu yumuşatmak istiyor ve dinin kutsallığını öne sürüp, farklı statülerde değerlendirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Gayba dayanan ilmi gerçeklere imanının gereği bu iddiada bulunanlar, pozitif fizikle, meafiziği barıştırmak ve birbirine dayanıştırmak istemektedirler. Yani, seküler düşünceyi bırakmak veya ondan ayrılmak, birileri tarafında dışlanmak korkusundan dolayı vaz geçemiyorlar. Hani güç denilen tagutlaştırılmış nesne var ya, seküler düşünceyi destekleyen ve arkasında kale gibi duran, işte o insanları esir almıştır. Bilim adına, fikir ve düşünce adına ekseriyet o noktada temerküz etmiş. İtibar orda, makam-mevki orda ve dünyevi her türlü ödüller orda. Hak ve hakikat adına fi sebilillâh çalışmak fedakârlık ister, cesaret ister, sabır ister ve her hâlûkâr da dik durmak ister. Yaşadığımız dünyada bütün bunları görmüyor muyuz? Ama, bunu bildiğimiz, gördüğümüz, içinde yaşadığımız hâlde, bir çoğumuz bu tarzı hayatı tasvip etmiyoruz. Lâkin, terkte etmiyoruz, tabi her birimizin kendimize göre geçerli birer bahanesi var. Allah indinde bunlar geçerli mi, tabi ki hayır. O zaman, ne diye orada kalmaya devam ediyoruz? Yine, bahaneler, bahaneler ve bahaneler...
Aziz dostlar,insanların dünya hayatına seküler tarihçilerin dediği gibi başladıklarına biz gerçekten Kur’an-a iman edenler inanmıyoruz. Âdem Peygamberle başlayan insanlığın dünya hayatı, akıllı, iradeli ve bilinçli bir şekildeydi. Onlar, Kur’an-ın ifadesiyle ilk insanlardı, seküler tarihin dediği gibi ilkel insanlar değildi. Onların da Kur’an-ın geldiği kaynaktan kitapları vardı, aynen Kur’an gibi Tevhit inancının temeli olan iman esasları, ibadet şekilleri ve sosyal ilişkilerini ihtiva eden bir rehberleri vardı. Yılda bir sefer toplandıkları Kâbe onların zamanın da yapıldı ve hâlen ayni amaçla görevini yapıp sürdürmektedir. Seküler tarihte bunları göremezsinin çünkü onlar bu konuda teorilere, efsanelere itibar edip inanıyorlar. Ne yazık ki, dinler tarihi dedikleri de hikâye ve hurafelerle yüklü, hermetiler, yahudiler ve hıristiyanlardan transfer edilenlerdir. Hatta bizim meal ve tefsir yazanlarımızın bir çoğu onlardan yararlanmışlar. Yazdıkları kitapları muharref Tevrat ve İncil’deki hikaye ve efsanelerle doldurmuşlar. Kur’an-da olmayan ve olması da mümkün olmayan yakıştırmalar meallere ve tefsirlere yazılmıştır. Meselâ, ilk insan Âdem kıssası ve insanların Âdem’den çoğalması Ensest saçmalığı malûm Tevrat’tan alınıp Kur’an-a monte edilmiş. Erkekten çoğalma diye bir şey olur mu? Akıl, mantık, ilim ve bilimle bu bağdaşır mı. Çünkü, insanlığın çoğalmasının kadından olduğunu bilmeyen var mı? Şimdi bunu çocuklar bile biliyor. Kur’an da Âli İmran suresi ayet 59’da şöyle buyuruyor: “Allah katında İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir.....” Yani, Âdem de bir anadan dünyaya geldi. Gerçek böyle olduğu hâlde, yahudi saçmalığıyla havvayı Âdem’den meydana getiriyorlar. Bu zihniyeti anlamak mümkün değil. Hâlâ bu hikayeyi savunanlar çoğunlukta.
Değerli dostlar, bu ve buna benzer birçok hurafe, bidat ve uydurukların başladığı tarih, 4. Emevi Halifesi Mervan bin Hakem dönemidir. Kur’an-ı Kerimin aslının üzerine noktalama, harekeleme, ayet bölünmeleri ve secavent eklemeleri yapıldıktan sonradır. Bunu yapmalarının amacı da okumada ve anlamada kolaylık olsun düşüncesi imiş. Ama, bundan sonra okuma, kıraat farklılıkları, yani lehçe ve şive özellikleri devreye girmiş ve müslümanlar farklı-farklı guruplara ayrılmışlar. Bunların yanında müslüman olan yahudiler, hıristiyanlar, mecusiler ve daha başkaları, daha önceki inançlarını da islâma taşımışlar, Hz. Peygamber adına binlerce hadis rivayet etmişler. Bunlarda yetmemiş âlim-ulema içtihat ve fetvaları da dahil olmuş ve Kur’an’dan uzaklaşılmış. İslâmdan kopma 5-6 din oluşmuş, sihler, babailer, kermatiler, batıniler ve yezidiler gibi. Firavunların kabir hayatı, ölülerin kölesi, tarihin nesnesi olan insanların, berzah hayatı, ruhlar âlemi, misal âlemi, kabir azabı yahudilikten geldi. Firavunlar ölünce kabirlerine özel her şeyleri, eşleri, hizmetçileri, atları, itleri, yemek, kap-kacak ne varsa konur, birde göğsüne dualı bir muska da konurmuş. Ben çocukluğumdan bilirim ölen bir tanıdığımın göğsüne iman kâğıdı konma tartışması olduydu. Meselâ, bir hadisi şerif “Yatsı namazından sonra mülk suresini okuyan kabir azabından kurtulur”. Şeyhlerin de böyle durumlar da etkin olmasıda söz konusu. İngilizlerin Mısır’ı işgalinde, Şafinin mezarını taşlamışlar, neden izin verdin, mani olmadın diye. Bir enteresanlıktan bahsedip konuyu sonlandırmak istiyorum. Kabrin başında ölen kişiye talkın veriliyor, dikkat edin bilmediği dilde! Evet, bütün bunlar Kur’an’dan kopuşun sonucudur. Çünkü Kur’an, yaşanan hâlin, geçmişin ve geleceğin kitabıdır. Onda bu üç durumuda bulamayan, anlayamyan ve göremeyen helâktadır vesselâm, LEBİD
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak YeniSöke Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Alper Umut - İlk insanın Adem olduğu.. eşnin onun kaburgasının kemiğinden yaratıldığı... çoğalması.. gibi inanışlar belki kalmadı ama ne acıdır ki bir dünya insan kökenimizi bir karbon atomuna bağlanmış. Akılsız ve iradesiz bir karbon atomunun maymuna varıncaya kadaryolculuğune .. Ramazan abiden Allah razı olsun. Kur’an yazısının Hikmet olduğunu Kur’an’dan delilleriyle ne olmadığını çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Sizler gibi kardeşlerin çabasından Allah razı olsun.
Yazılan yorumlardan YeniSöke Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler YeniSöke Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı YeniSöke Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.